ÇOĞU YERDE DUYARSIN !
Çoğu yerde duyarsın: ‘’Kudüs! Kudüs’te zulüm var. Kudüs bizim mahremimizdir. Kudüs’e yardım. İsrail terör devletidir, Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki, Allah İsrail’in
belasını versin.’’ gibi sözler…
Bir gün geldi ve birini tanıdım. Derdi ve davası olan, Lakabı Kudüs olan, kendini Kudüs’e adamış, Kudüs derdiyle yatıp Kudüs derdiyle kalkan, Kudüs için tam manasıyla elinden geleni esirgemeyen ve harekete geçen, Benim bir şeyler yapmam gerek deyip düşünen
ve uygulayan, Millete gösteriş olsun diye değil, gerçekten Kudüs’ü sahiplenen, sadece sözle değil, davranışlarıyla ve yaptıklarıyla Kudüs bizimdir diyen, Kudüs için ben hiçbir şey yapamam deyip bir kenara atan değil, Aksine Kudüs için her yolu deneyen birisi… Elinden yazı yazmak geliyorsa yazı yazan, afiş yapmak geliyorsa afiş yapan, konferans yapmak geliyorsa konferans yapan, montaj yapmak geliyorsa montaj yapan, maddi destek olmak geliyorsa maddi destek olan, elininden hiçbir şey gelmiyorsa Kudüs’ü hiç olmazsa yakınlarına anlatıp bilinçlendiren, dava sahibi birisi…
Kudüs davasının müslümanlığın bir sorumluluğuolduğunu bilen, Selehaddin Eyyübi’nin Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki sözünü sahiplenip yola çıkan, Bir adam!
Bu adamı tanıyınca ‘’Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki’’ sözünü daha iyi
anladım. Ve bizimde harekete geçmemiz gerektiğini anladım. Eğer biz de uyursak, kim
kaldıracak uyuyanları. Biz harekete geçmezsek başka kim geçecek harekete. Çok mu zor
Kudüs’ü dile getirmek. Boş boş konuşmak yerine Kudüs’ü konuşmak çok mu zor. Unutma
kardeşim, Müslümansan eğer harekete geçmek zorundasın. Bu yüzden seni harekete davet
ediyorum. Ve Necmettin Erbakan’ın şu sözüyle yazımı bitirmek istiyorum:

“Bir gün gelecek İsrail’e öyle
bir tokat atacağız ki,
bütün hayatı gözlerinin önünden
GAZZE ŞERİDİ gibi geçecek.’’
Necmettin Erbakan