BALFOUR DEKLARASYONU
Siyonistlerin Filistin ve Kudüs üzerinde Müslümanlara karşı baskılarını arttırdığı bir dönemden geçiyoruz. Siyonist emellerini adım adım gerçekleştiren İsrail, bölgedeki Yahudi yerleşimleri sürekli arttırıyor. Filistin’ deki Yahudi nüfus oranı giderek artıyor. Peki Yahudiler (siyonistler) neden ve ne zamandan beri Filistin ve özellikle de Kudüs şehrine yerleşiyorlar?
Bildiğiniz üzere Mezopotamya’ da yani Orta Doğu Coğrafyasında, Arz-ı Mevud olarak adlandırılan, Nil ve Fırat Nehirleri arasında kalan bölge Yahudilere Tevrat’ta vaad edilmiş topraklardır. Bu yüzden Yahudiler için büyük bir önem arz eder. Ve bu Arz-ı Mev’ud da Yahudiler için en ehemmiyetli şehir Kudüs’ tür. Hz. Davud (a.s.)’ ın Kudüs’ ü (o zamanki adıyla Yebûs) fethetmesi ile Yahudiler bu şehre yerleşmişlerdir. Hz. Davut (a.s.)’ın ardından yüzyıllar boyunca farklı devletler tarafından ele geçirilen Kudüs, 638 yılında Hz. Ömer’ in şehre girmesi ve verdiği Ahidname Kudüs’ teki gayrimüslim halka hak ve özgürlüklerini veren belge ile Müslümanların eline geçmiştir. Şehir daha sonra Fatımilerin, Haçlıların ve ardından Selahaddin Eyyübi’ nin fethiyle tekrardan Müslümanların eline geçmiştir. Daha sonra bilindiği üzere Memlük ve ardından Osmanlı ele geçirmiştir. 19. Yüzyıla kadar barış içinde yaşayan Kudüs halkı, bu yüzyılda siyonist hareketlerin başlaması ile günümüze değin
yanacak olan ateş çemberinin içinde sıkışıp kalmıştır.

Barutun fitilini ateşleyen Kavalalı Mehmet Ali Paşa olmuştur. 1831 yılında oğlu İbrahim Paşa’ yı güç elde etmek için Filistin ve Suriye üzerine gönderdi. Bu bölgeleri ele geçiren İbrahim Paşa, bölgeleri tek bir çatı altında toplayarak Kahire’ den yönetmeye başladı. İlk 2 yıl bölgede büyük bir değişiklik yapmayan Paşa, 2 yılın ardından köklü değişikliklere gitti. Paşa, o döneme kadar yalnızca Müslümanlar tarafından yönetilen bölgeyi Meclis-i Şura’ yı açarak Hıristiyan ve Yahudi üyelerin de yönetimine sundu. Bu uygulamayla Avrupa’ nın dış müdahalesini engellemek istedi. Bunun yanında yeni bir vergi getirildi ve zorunlu askere alımlar yapıldı. İbrahim Paşa gayrimüslimlere geniş haklar verdi. Misyonerlik faaliyetlerine imkan verildi. Bütün bu baskılardan dolayı sinirlenmiş olan halk isyan etti. Osmanlı’ nın diplomasi faaliyetleri sonucunda Avrupalı güçler Mısır ordularını bölgeden çıkardı ve bölge yeniden Osmanlı’ nın eline geçti.
Avrupa’ da yaşayıp da kabul görmeyen Yahudiler, yeni yurt arıyorlardı. Bu sırada Theodor Herzl başta olmak üzere pekçok siyonist yazar “Vaadedilmiş Topraklar” a yerleşme fikrini Yahudilerin aklına soktu. Böylece ilk olarak Filistin ve Kudüs gösterilerek özellikle 1882’ den itibaren burada Yahudi yerleşimleri başladı (1882’ de Rusya Yahudilere zulüm etmeye başladı). Yahudi göçlerinin ve Siyonizm hareketlerinin farkında olan Osmanlı, Yahudi haccını engellemeden müdahale etmek istiyordu. Bu yüzden vize kısıtlamaları yaptı. Lakin bu yöntem çok etkili olmadı. Kaçak olarak yerleşimler başladı. 2. Abdülhamid’ e Yahudiler tarafından yerleşim için yapılan müracaatlar sonuçsuz kaldı. 2. Abdülhamid bu bölgenin yabancıların eline geçmemesi için önemli arazileri Emlak-ı Hümayun ile satın alarak Hazine-i Hassa’ ya geçirdi. Böylece Yahudilerin toprakları satın almasını engellemek istedi. Lakin yeterli olmadı.

1897 yılında Theodor Herzl öncülüğünde toplanan Basel Kongresinde bir Yahudi devleti kurma emellerini ortaya koydular.
1908’ de yönetimin Sultan 2. Abdülhamid’ in elinden çıkmasıyla Filistin ve özellikle Kudüs’ e Yahudi göçü hızlandı.
1. Dünya Savaşı sırasında emellerini gerçekleştirmek isteyen Siyonistler İtilaf Devletlerinden yardım istediler. Avrupalı Yahudi sermayedarların da desteğiyle bu konu savaş bitmeden Dünya genelinde tartışılmaya başlandı. Bu sırada Siyonistler nüfuzları altındaki medya araçları ile yaptıklarını meşrulaştırmaya çalıştılar. İngilizler Siyonist hareketlere destek vermeye devam ediyorlardı. Ve Balfour Deklarasyonunu yayınladılar. Yahudilerin Filistin’ i ulusal yurt edinmelerini taahhüt eden bir belgedir. İngiltere’ nin Yahudi göçlerini desteklemesinin temel sebebi, savaşta Yahudi sermayedarlar ve yönettikleri A.B.D.’ den destek almaktı. Nitekim girişimleri de olumlu sonuç verdi. Yahudi sermayedarlardan borç aldılar ve A.B.D’ ni yanlarında savaşa sokmayı başardılar.
Yahudi sermayedarlar ve Siyonist liderler de bu yardımlar sonrası bir sonuç bekliyorlardı. Bu maksatla ünlü Siyonist lider Weizmann, İngiliz Dışişleri Bakanlığında aktif girişimlerde bulunuyordu. Lord Rothschild’ i yanına alarak 19 Haziran 1917’ de İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour’ u ziyaret ederek ondan destek beklediler. Savaş Kabinesi bu girişimlerden sonra toplanarak görüşmeler yaptı. Alınan karar gereğince 2 Kasım 1917’ de Dışişleri Bakanı Arthur Rothschild’ e bir mektup gönderdi. Filistin’ de Yahudiler için bir yurt kurulmasını kabul ettiklerini belirtti. Deklerasyon medyada yayımlanarak tüm dünyanın bundan haberdar
olunması sağlandı.

Sonuç olarak, 19. ve 20. Yüzyıllarda yaşanan tüm bu olaylar Kudüs’ ün günümüzde bu kadar acı çekiyor olmasına zemin hazırladı. Allah onları düştükleri bu ateş çemberinden kurtarsın, Amin.