ÜMMETİN SON KALESİ FİLİSTİN
KUDÜS BİZİM NEYİMİZ?
Kudüs, içinde Mescid-i Aksa’ yı barındıran ayrıca bol zeytin ağaçlarıyla dolu peygamberler şehridir. Kudüs şehirlerin bereketlisidir. Öyle ki buralara emin belde denmiştir. Ve Kur’an-ı Kerim’ de de bu isimle anılmıştır. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) miraç hadisesini burada Mescid-i Aksa’ da İslam’ ın ilk kıblesinde yaşamıştır. Bu kadar güzel bir şehir elbette tarih boyunca birçok savaşın nedeni olmuştur. Tarihte sürekli işgale maruz kalan Kudüs şehri her zaman Müslümların hakimiyetindeyken huzura ve adalete kavuşmuştur. Bir çok işgale uğrayan Kudüs, ne zaman gayrimüslimlerin eline geçtiyse Müslümanların mabetleri ya mezbaha ya da ahır olarak kullanılmış. Tepesindeki hilaller
kaldırılmış ve tahrip edilmiştir. Nitekim burayı yöneten son Müslüman devlet Osmanlı’ da
da bu süreç devam etmiş gayrimüslim, müslim ayrımı yapılmadan insanlara hizmet edilmiş
ve onlara ibadetine kutsal mekanlarına asla dokunulmamıştır. Ancak Yahudiler burayı ele geçirdiğinde sözde kutsal kitabında bahsedilen arzı mevudu kurmayı hedeflemiştir.
TERÖR DEVLETİ İSRAİL
Siyonistliğin kurucusu olan Teodor Herzl bu hedef için hayatını ortaya koymuş ve ciddi çalışmalar yapmıştır. İlk defa siyonist kongreyi toplamış ve kararlar almıştır. İlk başta sadece 100 kişi olan bu grup büyüdükçe hedefine yakınlaşmıştır. 2. Dünya Savaşını fırsat bilen Siyonistler, Arapları kışkırtmış ve maalesef Kudüs İngilizlerin eline geçmiştir. Yıllarca İngiliz mandasında kalan şehir 1917 Kasımında İngilizlerin vaadiyle Yahudilerin yönetimine geçmiştir. Avrupa’dan dünyanın birçok yerinden gelen Yahudiler bu topları kirletmiş ve maalesef 1948‘de İsrail Devleti’ni ilan etmişlerdir. Amaçlarına başlangıç yapan Yahudiler işgal ettikleri toprakları ayırıp BM ile dünyaya onaylatmışlardır. Yine o yıllarda yapılan bu oylamaya göre Filistin’in %55’i Yahudilerin %45’i Filistinlilerin olacaktı. Karara birçok Filistinli karşı çıktı ancak Filistinliler sadece canlarını vererek şehadete kavuşabildi. Çünkü dünya Siyonistlerin tarafındaydı. Düşen onca şehide rağmen işgal genişledi ve âlimler diyarı Gazze ile Peygamberler diyarı Kudüs birbirinden ayrıldı. Her taraftan tel örgüler çekildi. Uzun büyük duvarlar ve sözde güvenlik noktaları koyuldu. Filistinlilerin tek şansı Mısır ise 2013’te Siyonist firavun Sisi tarafından darbeye uğrayınca artık gidecek yardım alacak hiçbir yer kalmamıştı. İsrail’in kurduğu utanç duvarları önünde her gün bir genç anne ölüyordu. 2.Abdülhamid zamanında huzurlu, adaletli olan bu şehirde artık kandan feryattan geçilmiyordu. Öyle ki katil meclis vicdanı o kadar körelmişti ki annelerin öldürülmesini emretti. Sadece Filistin’de değil dünyada da bazı planlar çeviriyorlardı Siyonistle dünyaya o kadar hâkimdi ki Müslümanların kültürünü ve dilini birbiri ile kuvvetli olması gereken iman bağını kopardı ve değiştirdiler. Filistin’de işgalciler tarafından kesilen Müslüman başları
Müslüman medyasında Filistinliler toprak sattı iftirasıyla tarihe geçti. Maalesef işgal hala devam etmekte Mescid-i Aksa özgürlüğünü beklemektedir. Ezan ve Kur’an Mescid-i
Aksa ‘da hala yasak orada yaşayan Müslümanlar uzaklaşsın diye ağır vergiler ve cezalar ödemek zorunda kalıyorlar.
1,5 MİLYAR MÜSLÜMAN NEREDE?

Kudüs çarşılarında sokaklarda Filistinliler Osmanlı Torunlarını görmek istiyorlar. Hanady Halawani, Hatice Huways, Rezzan El Neccar , Muhammed Durra, Şeyh Ahmet Yasin gibi birçok mücahit ve mücahide maalesef bu yolda ağır çileler çekinmiştir. Bazılar şehadete kavuşmuş bazısı ise hala işgale karşı silsile kapısında direnişe devam etmekte. İşgalciler Mescid-i Aksa’yı yıkmak için tarihi kazı yalanı altında kazılar yapıyor ve bazı kazı noktalarına patlayıcı yerleştiriyor. Hatta bir sinagog meclis bile açtılar. Peki 1,5 milyar Müslüman biz neredeyiz? Telefonun başında, belki bilgisayarın, oyunun peşindeyiz . Adı üstünde her şey bir oyundan ve plandan ibaret. İsrail uyuyan bu Müslümanlar sayesinde her gün emeline daha çok yaklaşıyor. Öyle ki Müslüman devletler bile İsrail’i dost kabul edebilecek seviyeye iniyor. Bizim bu davaya millet yönünden değil bir İslam davası olarak bakmamız gerekir. Çünkü Kudüs İslam’ın son kalesidir. Yeniden fethedilmeyi bekler. Her Müslüman önünde sınavıdır çözülmeyi bekler. Kudüs bambaşka bir şeydir özgürlüğü bekler.